KİLİS İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Din ve İnanışlar

Din, İnanış ve Töresel Yapı

Beddualar (İlençler)

“Ağzına yuyucu parmağı gire!” ; “Alın, yeşilin üstüne atıla!” ; “Allah seni mezar mezar gezdire!” ; “ Babanın sinine ataş yağa!” ; “Boynuna boy ipi ölçüle!” ; “ Gözüne boz düşe!”; “Büngül büngül kan kusasın!” ; “Cin çala da ölet süpüre!” ; “Cin çala şeytan götüre seni!” ; “Kuzzul kuzzul kurt, kara kara dert kemire!” ; “Ölüm seni sitir eyliye!” ; “Tıskit ala seni!” ; “Yiğit iken yıkıla, aşkın iken devrilesin!” ; “Yüzüne yüz evin karası sürüle!” ; “Çenen çekile!” ; “Dert gele suratına!”

Dualar

“Allah münafık şerrinden emin eyleye!” ; “Allah sana ağ(ak) baht, altın taht vere!” ; “Allah sana ciğer ateşi göstermeye!” ; “Allah sana gişi (insan) kızı nasip eyleye!” ; “Allah seni dallandıra, budaklandıra!” ; “Allah seni, ocağına kadim eyleye!” ; “ Göğsünde ak tüyler bite!” ; “ Sakalın saçın ağara!”

Yağmur Duaları

Kuraklık zamanında, bulutların arasında gizlendiğine inanılan yağmur damlalarının yere inmesi için dualar edilir. Dualar kabul edilirse; Tanrı, meleklere emreder, yağmur yağmaya başlar.

Yağmur yağması için yörede adet olmuş bazı davranış ve eylemler şunlardır:

İki karısı olan bir adamın damının çörteni (su oluğu) çalınıp kuyuya atılır.

Ağaca kaplumbağa asılır.

Başı yıkanan bir merkebin üstüne yaşlı bir kadın ters bindirilir, köyde dolaştırılır.

"Gelin gok" oyunu oynanır. Buna bazı köylerde "çömçe gelin" de derler .

Batıl İnançlar , İnanışlar

Yere ateş dökerken (meleklerin yanmaması için) “Melekler, elinizi kolunuzu çekin!” diye seslenilir. Aksi halde canı yanan melekler, ateş döken kişiyi çarpar.

Güzel bir evi olan, evini nazardan korumak için dış duvara “at kafası” ; ”eski bir pabuç teki” ; “beş parmak resmi” ; “ iğde dalı” asar.

Damında baykuş öten evden “cenaze çıkar.”

Cuma günü çamaşır yıkanmaz..

Geceleyin - akşam ezanından sonra - tırnak kesilmez.

Yüzü koyun yatan kişinin üzerine şeytan, arka üstü yatan kişinin üzerine kebbus (kabus) çöker.

Eşikte (eşiklikte) ters dönen ayakkabı uğursuzluk getirir ve hemen düzeltilir.

Loğusa kadını “al basar”. Şıhı (şeyh) bulunmazsa; şeytan, loğusanın ciğerini suya çalar ve kadın ölür. Şıhı bulunur ve şeytan ciğerini suya çalmadan yetişilir, afsunlanırsa loğusa kurtulur.

Nazarı önlemek yani kötü nazarlı kişilerin bakışından korunmak için; göz boncuğu, tazı boncuğu, iğde çöpü, kurt derisi, kurt dişi, şap gibi avadanlıklardan biri takılır.

Çeşitli konu ve amaçlar için muska, hamail (hamayil), mushaf taşınır. Bunlar balmumu emdirilmiş beze yedi kat sarıldıktan sonra takılır.

Attarlar,ilim-irfan sahibi hocalar (şıh,afsuncu,tarikat ehli) ve türbeler halk tababetinin önemli unsurlarındandır.

Kilis’te Attar Nabi, Attar Hacı Hüseyin Efendi ile Şıh Efendi olarak tanınan Mehmet Vakıf Efendi, Küt Küt Dede (göz kapağında arpacık çıkan, Küt Küt Dede’nin mezarından toprak alıp gözüne sürer) ve Hulk Dede Türbesi (sinir hastası olan kişi Cuma selasından sonra bu yatırın çevresinde üç kez döndürülür.Daha sonra yatırda bulunan zeytiyağından bir parmak alınıp hastanın alnına sürülür) bu konuda sıkça başvurulan kişi ve mekanlardır.

Ruhsal bozukluklarda, sıtmada, iltihaplı yaralarda “dağlama” yapılır. Dağlama, ateşte kızdırılmış demir parçası (iltihaplı yaranın üstü, diğer rahatsızlıklarda boynun arkası dağlanır) ile yapılır.

İştahı kesilen kişiye “tiksinik” olmuş denir. Bunun tedavisi için paryavşan otu (pelin otu) sabunla hastanın karnına sürülerek oğuşturulur; eli-yüzü yıkandıktan sonra, üzerlik tütsüsü yapılır, kurşun dökülür ve kurşun parçası bir iple ev kapısının üzerine asılır.

Sarılığın tedavisi için hastanın burnuna cırlatan acirinin (acur) suyu damlatılır.

Çok ağlayan çocuğun ağzına ölmüş birinin çarpanasıyla (eski yemeni,ayakkabı) vurulur.

Kişi rüyasında bir kuduz köpek tarafından ısırıldığını görürse “kuduz kınası” yapılır. Gördüğü gecenin kırkıncı gecesinde eğlence (düğün dernek) düzenlenir ve sabaha kadar (amaç, rüya göreni uyutmamak) eğlenilir.

Tüm bunların yanında şifa bulmak için “kurşun döktürmek” , “şifa tasından su içmek” gibi inanışlar da vardır.

Ayrıca attarlar, ilim-irfan sahibi hocalar (şıh,afsuncu,tarikat ehli) ve türbeler şifa bulmak, şifa aramak için başvurulan önemli kaynaklardır.